Türkçe



PDF indir

 

 



Güncel-Tarihsel Tartışmalara Kısa Bir Katkı

İzlenme 2191

Hiç kuşkusuz politika, verili durumda üretilen, gündeme ve güncele müdahale etme refleksi taşıyan, taraftar oluşturarak güçlenmeyi öngören bir olgu ve eylemdir.
Ve hiç kuşkusuz politika yapan kişi ya da grup (parti) verili durumda politika üretirken bir dinamiğe- ya da dinamiklere- yaslanarak ve ideolojik unsurlara basarak davranır
Bu dinamik- ya da dinamikler- ve ideolojik unsurlar, tarihin içinde üretilmiş, savlanmış, denenmiş olarak güncele yol gösterici hale gelmişlerdir.
Her güncel üretimin, söylemin içinde var olmaları bu yüzdendir.
Peki, güncelin, tarihselin cevap veremeyeceği özgün koşullar ve verili durumlar yaratması mümkün müdür?
 
Pekala olabilir.
 
O halde nasıl davranılacaktır:
Varsayalım ki;12 Eylül referandumu bu özgün koşullardan birisidir. Evet dediğinizde: 12 Eylül 1980 koşullarını yargılama yolları açılmasını onaylayacaksınız, ancak AKP hegomanyasını güçlendiren de bir tarafta olacaksınız. Ya da aslında 12 Eylül 1980 koşullarının yargılanması tuzağına düşmüş olacaksınız. Hayır dediğinizde AKP hegomanyasına karşı bir duruşu sergilemiş olacaksınız, ancak bu kez de, eski koşulların devam etmesinden yana imiş gibi bir pozisyonda kalacaksınız. Boykot dediğinizde ise saha dışındasınız.
 
Sosyalist hareketin bir bölmesi bu durum karşısında oldukça “ortalamacı” bir yerde durup “yetmez ama evet” diyerek olağanüstü “özgün” bir üretim gerçekleştirmiş, diğer bölmeler ise hayır ve boykot diyerek parçalanmış ve “değer” kaybetmiştir.
Zor bir örnek olduğu muhakkak.
 
Biraz daha ilerleyelim:
Haziran günlerinde, sokakları ve meydanları dolduran kitlelere bakıp, “acaba bu hangi sınıfın işidir” diyerek sınıf arayıp, bula bula orta sınıf bulanlardan, “ikili iktidar” saptamalarına, zaptedilmiş meydanın ne yapılacağına karar verememekten, herkesin kendi bildiğini okumaya kadar varan dağınıklık.
Sınıfın örgütünün hazır olmadığı şeklindeki kolaycılığa düşmeden söylenmeli ki, başkaldırışlar, toplumsal altüst oluşlar sınıfın örgütünün hazır olmasını beklemezler, sınıfın örgütü tam da bu altüstlerin içinde pişerek sınıfla bağ kurar ve yollarına koyulurlar. İşte tamda burada güncel-tarihsel bağlam gerçek değeri ile işler hale gelir.
 
Güncel-tarihsel bağlam, önce tarihselin kurulup, tıkır tıkır işleyen mekanizmadan güncele müdahale eden değil; ya da önce güncelde yer tutup, sonra tarihsele bakmak hiç değildir. 
İlhan Kabadayı
20.8.2014
 
223 kez bakılmış
21 Ağustos 2014
15:06
Bookmark and Share