Türkçe



PDF indir

 

 



Ölüme Mahkum Olanları taklit Edenler Daha Çabuk Ölürler

İzlenme 2694


Bilimsel Teknolojik Devrimi yapamayan Sosyalist Ülkelerin Çıkmazı Bilimsel teknolojik devrimi yapamayan sosyalist ülkelerde tıkanma nasıl başladı? “Sosyalizm, ilk kuruluş aşamalarında emperyalist sistemin sanayi modelinin dayandığı alt yapıyı kullanır.

Aynı enerji kaynakları (kömür, petrol, doğal gaz ve elektrik) ve aynı hareket düzenekleri (içten patlamalı ve basit elektrik motorları)… 

Ama bu temel dayanakları aşmak, yeni bir enerji ve hareket düzlemi yaratmak hedeflenmez de, emperyalist sanayi modelinin kıstaslarına bağlı bir sosyalist toplum örgütlenmesi ile yetinilirse, sürekli gelişim ve ileri atılım durur.” (17)

Nitekim sosyalist ülkeler kapitalizmin getirdiği sanayi toplumunu aşmak ve onun getirdiği enerji kaynaklarını geliştirmek çabasına girişmediler. 1952’den sonra sosyalist inşa stratejisinde hiçbir değişiklik yapılmadı. 1957 senesinde uzaya atılan Sputnik, tüm dünyada büyük bir heyecan yarattıysa da uzay çalışmaları dışında kapitalizmin sanayi modelini ve bunun dayandığı enerji kaynaklarını aşmak konusunda her hangi bir çaba gösterilmediğinden, kapitalist dünyanın korkusu yarıda kaldı.

Yine Sabri Eğilmez’e kulak verelim: “Komünizme yönelen insanlık, kendine emperyalizmden farklı bir alt yapı ve üretim modeli, buna uygun bir paylaşım düzeni ve ahlak yaratmak zorundadır. Daha önce vurguladığımız gibi, komünist uygarlık, üretim ve paylaşım düzeninin alt yapısına emperyalizmin dayandığı kaynaklardan çok farklı ve yeni enerji kaynaklarını temel almak zorundadır.

Çok daha ucuza mal olan ve daha verimli kullanılacak yeni enerji kaynaklarına yönelmeden sosyalist kuruluş ve komünist uygarlığa yöneliş yolundaki tıkanıklıkları aşmak mümkün değildir. Ha keza, enerjiyi harekete ve üretime dönüştüren motor güçler açısından da yeni bir sıçrama şarttır.”(18)

Kısacası Sovyetler Birliği ve diğer eski sosyalist ülkelerin bir tıkanma noktasına gelmelerinin nedenlerinden önemli bir tanesi de yeni bir bilimsel ve teknolojik devrim aşamasından geçmemeleri, kapitalizmin köhnemiş ve kendini yenileyemeyen enerji kaynaklarını ve bunlara dayanan sanayi modelini taklit etmeleridir. “Yeni üretici güçler sağlamak için insanlar, kendi üretim biçimlerini değiştirirler; kendi üretim biçimlerini değiştirmek, hayatlarını kazanma yollarını değiştirmek için de bütün toplumsal ilişkileri değiştirirler.

El değirmeni size feodal beyli toplumu verir; buharlı değirmen ise sınai kapitalist toplumu, “ (19) (a.b.ç.) 11 nci Tez’de yapılan bir çalışmada Marks’ın teknolojik determinist bir yoruma göre “okunursa” tarihin teknolojik düz çizgisel evrimci bir şekilde kavranılmasına teorik temel hazırlanmış sayılabileceği iddia ediliyor.

İşara İşür bu çalışmasında sosyalist aşamada olan ülkelerin, ancak kapitalist toplumdan devraldıkları üretim güçlerini yeni bir aşamayla geliştirerek komünist topluma geçebileceklerini yazıyor. “…Birinci ve İkinci Sanayi Devrimlerinin çerçevesini çizdiği ‘sanayileşmenin ideolojisi’ ‘sosyalist’ toplumlarda bir yere kadar planlanabilirdi. Bu ‘yer’ üretim ilişkileri ve üretimdeki ilişkilerin izin verdiği yer idi.

Bu toplumlardaki üretim ve üretimdeki ilişkiler ne yeni bir ‘sanayileşme ideolojisi’nin ortaya çıkabilmesine ortam ve olanak hazırlayabildiler ne de Üçüncü Sanayi Devrimi’nin zorunlu kıldığı ilişkilere esneklik gösterebildiler. Sonuç, renksiz bir deyimle, bu toplumların ‘patlaması’ oldu. “(20)

Burada İşaya İşür’ün bahsettiği Üçüncü Sanayi Devrim’i, Üçüncü Bilimsel teknolojik Devrim’in getirdiği sanayi toplumudur. Ya da başka bir deyişle petrol enerjisinin yerini alacağı yeni bir enerji türü ile patlama motorun yerini alacağı yeni motor gücüdür. Nitekim Sabri Eğilmez bu durumu bir örnek vererek şöyle anlatıyor:

“Uzaydaki güneş enerjisini toplayan yansıtıcı istasyonlarda, dünyayı görülmemiş yoğunlukta enerji transferi yapar. Petrol ve kömür gibi fosil enerjileri terk eder. Yeni kuşak motorlarla enerjinin ezici çoğunluğunu harekete dönüştürerek, üretimde ve ulaşımda patlama yaratır. Çok ucuza ve tüm insanlığa yetecek ürün elde eder.” (21)

 Son bir söz: Ölüme mahkum olanları taklit edenler daha çabuk ölürler. 



Sosyalizm Yolunda Yeni Açılımlar (Bilim yayıncılık) Çetin Mabaacılık 
Aralık 1997 

Ahmet Hamdi Dinler