Ey Türk-İş üst yönetimi Genel Başkan, Genel Sekreter ve diğer zevat!Hani diyorum ki, hal keyf nasıldır? Rindo mu? Ne yer ne içersiniz? Geçim sıkıntınız var mı? Altınızdaki arabalar sağlam mı? Mercedes'leri Jaguar'larla değiştirsek mi? Hani sıkıntınız varsa sizi omzunda taşıyan en alttakilere söyleyelim, biraz daha omuz versinler.
Yahu ayıptır ayıp! İktidar TBMM'de işçilerin, sendikaların aleyhine ağır hükümler içeren yasa çıkarıyor. 90 maddenin yarısı geçti. Sizde tık yok...
Hükumet getirdiği yasayla evinizi başınıza yıkıyor. Kendinizi kurtardığınızı sanıp tepenin başına oturmuş, yıkımı seyrediyorsunuz.
Sizin tabanınızı oluşturan Sendikal Güç Platformu'na bağlı sendikalar baktılar ki sizden ses yok. Harekete geçtiler. Makamınıza geldiler. Türk-İş Genel Merkezi önünde toplandılar. Sizi istifaya davet ettiler. DiSK Başkanı, yöneticileri ve işçileri de sizin tabanınıza destek verdiler. Kendi Genel Başkanlarından destek alamadılar.
Ortaya çıkıp, bir kat aşağıya inip. Onların önüne geçip, TBMM 'ye birlikte yürümeniz gerekmez miydi?
Polis gazına karşı işçilerle omuz omuza olmak örgüt liderliğinin gereği değil miydi?
Kendi tabanınızı, bağlı sendikalarınızı bırakıp iktidarın yan kuruluşu halindeki Hak-İş (bazı başkan ve yöneticileri halen AKP milletvekili), işveren kuruluşları TİSK ve TOBB başkanları ile birlikte başbakana saygılarınızı sunup görüşmeler yaptığınız, anlaştığınız haber oldu.
Sonunda tasarı, TBMM'de işçilerin aleyhine, hükumetin ve işveren örgütlerinin istediği şekilde tıkır tıkır geçiyor.
Örneğin 30'dan az işçi çalıştırılan iş yerlerinde sendikal nedenlerle işten çıkarılanların tazminat isteme hakkı kaldırıldı. Sendika kökenli CHP Milletvekili Musa Çam'ın TBMM kürsüsünde verdiği bilgiye göre, halen Türkiye'de 52 sendika toplu sözleşme yapıyor. Bu düzenleme ile toplam 29 sendika barajın altında kalacak ve sadece 23 sendika toplu sözleşme yapabilecek. Sayıları 6 milyon 300 bini bulan inşaat, turizm, sağlık, taşımacılık, ticaret, büro, eğitim, basın, liman işçileri için toplu iş sözleşmesi bir hayal olacak. Sekiz sektörde tek sendika egemenliği kurulacak.
Türk-İş yönetimlerinin günahları her zaman çoktur, ancak yine de bir zamanlar Türk-İş üyeleri, üst yöneticileriyle örneğin, Seyfi Demirsoy ve Halil Tunç ile övünürlerdi. "Ankara'da Türk-İş var" sloganını önemserlerdi.
Çünkü bu kişiler, "siyaset üstü" ya da "siyaset dışı" sendikacılık gibi uydurma bir yöntemle davrandıklarını belirtseler bile, herhangi bir iktidarın işçi, emekçi aleyhine getireceği yasalara " göstermelik" bile olsa karşı çıkarlardı.
Şimdi tam teslimiyet. Maşallah başkan ve yardımcılarının, genel sekreterinin ağzını bıçak açmıyor.
Daha çok zaman geçmedi. Hükumet 31 Mayıs'ta Hava-İş kolunda grev yasağı getirdi. Hava-İş Sendikası haklı olarak protesto eylemi yaptı. Bu protesto eylemine katılan Hava-İş üyesi 305 işçi işten atıldı, kovuldu. Onlar hâlâ eylemlerini çeşitli yöntemlerle sürdürüyorlar.
Ey Türk-İş üst yöneticileri;
Bilmiyorsanız ya da hatırlayamadıysanız ben söyleyeyim!
Bunlar Türk-İş'in üyeleri, Hava-İş Türk-İş'e bağlı bir sendika.
Size aidat veriyorlar. Sendikal hakları ellerinden zorla alındığı için (belki de yanlış yaparak) size güvenip haklarını savunup, eylemlere giriştiler.
Ama sizler yine işçilerinize, üyelerinize sahip çıkmadınız. Önlerine düşüp birlikte hak aramadınız.
Dikkat ediyorum da Türk- İş ayda bir bazı gazetelere tek sütun haber olarak giriyor. O da şu: Türk-İş Araştırma Merkezinin saptamalarına göre, Türkiye'de yoksulluk sınırı şu kadar lira, açlık sınırı da şu kadar; düşük düzeyde...
İyi, tamam, araştırma merkezi çalışıyor. Sana belge bilgi sunuyor da, sen bu bilgiyi alıp ne yapıyorsun?
Sen bu düşük rakama karşı ne tepki veriyorsun, kimi sorumlu tutuyorsun? Bu tablonun olumlu yönde değişmesi için hangi eylemleri yapıyorsun?
Diyeceksiniz ki, ne yapsın üst yönetim, iktidar korkutmuş,"Elma dersem çık, yoksa sus ve otur!"diye fısıldamış olmalı. Pardon haklarını yemeyeyim, bir haber de geçen hafta gazetelerde yer aldı. Hem de tam sayfa.
Eylem filan değil. Paralı ilan.
Girişte sözünü ettiğim, Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı hakkında sadece özet bilgi veriyor. Karşı çıkış manifestosu falan değil.
Kendi işçileriyle sokağa çıkıp yürüyemiyor, gazeteye tam sayfa ilan veriyor.
Cüzdanı konuşturuyor.
Eylem yapan başkan ve yönetimi değil. Para kasasının anahtarı.
Maşallah, maşallah.
Ahmet Abakay
SoL Gazete
17 Ekim 2012