Ayvalık’ ta Pansiyoncular Derneği' nin çağrısı üzerine toplantıya katılan derneklerin, Ayvalık Sanat Derneği, Ayvalık Kültür Sanat Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Mimarlar Odası, Ayvalık Ticaret Odası vb. kimi dinamiklerin iktisadi, siyasi, tarihsel ve kültürel alanlara ilişkin, teorik ve pratik örgütlenme aranışları ne anlama geliyor?
Bu soruyu kısaca şöyle cevap verilebilir:
Türkiye’nin ve dünyanın bütün dinamikleri açısından bakıldığında, yaşanan tarihsellikte çürüme ve çözülüşün kapsadığı toplam dinamiklerinin bir bölümünün “yeni” örgütsel aranışları ne ise, Ayvalık ölçeğinde olup bitenler de bu aranışların bir yansımasıdır.
Bir başka açıdan soru şöyle de sorulabilir: Türkiye’nin ve dünyanın bütününde yaşanmakta olan sıkıntı nedir? Ve bunun temelinde ne yatmaktadır? Türkiye’de küreselleşme/sömürgeleştirme süreci yaşanırken bir bütün olarak ülkemizin hızla ve her boyutta gericiliğin batağına sürüklendiği bu süreç sorgulanmadan, neyin “yeni” olduğu konusunda net bir ortak irade şekillenebilir mi?
Ayvalık’ta “yeni” aranışlar içine girmekte olan bu dinamiklerin “iyi niyetli” aranışlarını bir kenara bırakırsak, bu dinamiklerin böylesine bütünsellikli bir kurguları var mı? Yada, Ayvalıktaki toplumsal ve sosyal dinamikler açısından, mevcutların dışında “yeni” bir kurum oluşturmanın nesnel şartları oluştu mu?
Elbetteki hayır.
Örneğin: “yeni” aranış için bir araya gelenlerin, Ayvalık’taki bütün kurumları, siyasi partileri, özellikle de meslek örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini ve de Ayvalık Kent Parlamentosu’nu işlevsizliklerinden dolayı sorgulamaları anlaşılır bir tutumdur. Ama, bu kurumları sorgulayan dinamiklerin, bunların yerine,sorun çözen daha işlevsel ne tür bir kurumsallaşma önerdikleri de anlaşılır olması gerekmez mi? Ayrıca, katılımcıların önemli bir kısmının, eleştirdikleri kurumların üyeleri oldukları da unutulmamalıdır.
Ayvalık özelindeki sorunlarının çözümüne ilişkin bütünsellikli projeler üretme iddiası ile ortaya çıkanlar, “eskiyi” eleştirirken eskinin neresini eleştirdiklerini ve “yeni” diye tarif etmeye çalıştıkları yapının ne olup ne olmayacağını, nasıl bir işlevselliğe oturacağını da net olarak tarif etmeleri gerekmiyor mu? Konuya ilişkin somuta yönelik, içselleştirilip aşılan kimi ilkesellikler bütününde net bir tutum alış var mı?
Sosyal zemin üzerinde yükselen siyasal ve yönetsel kadroların yereldeki uzantıları, Ayvalık’ deki gericiliği de güçlendirdikleri gözlenmiyor mu?
Sorunlar, Demokratik, Laik ve çağdaşlık kavramlarını alt alta yazarak çözümlenebilir mi? (Üstelik bir de partiler üstü kalınarak.) ve "Bağımsız kadın hareketleri" ne demektir? kaldı ki; katılımcılar açısından, bu kavramların her birine yüklenen anlamlarda herhangi bir ortaklık var mı? Bu haliyle bu mümkün mü?
Toplumu yapan ve ayağa kaldıran onun kurumları olduğu doğrudur. Ancak, Ülke genelinde olduğu gibi, Ayvalık’ ta da söz konusu kurumların çoğu dönüştürülmüş ve sistem içine entegre edilmiş bir durumdadır. (Buna Ayvalık Kent Parlamentosu da dahildir) Temel sorun mevcut kurumların yönünü değiştirmek olması gerekirken, “yeni” diye tanımlama zorluğu çekilen “yeni” kurumlar icat etmek için emek sarf etmek ne kadar doğrudur? Yeni diye ortaya çıkan kurum yada kurumların, öncekilerle aynılaşmaması için önlem ortaya koymadan ve iç dinamiklerde yeni bir değişim yaşanmadan, yeni kurum yaratma aranışlarında ısrar etmek niye? Sadi öğretmen çok güzel ifade etmektedir Ayvalık"taki bu türden kuruluşları: "Toplumdan uzak insiyatiferin yüzünü topluma dönmesi gerekli"
Kendilerine önem atfeden ve önemli projelere imza atmak iddiasında olanlar, bu projelerini pekala Kent Parlamentosu’na taşıyabilirler. Bu iyi de olur. Ayvalık halkının önünü açmak, sosyal, toplumsal ve kültürel alanda ölçek büyütmek isteniyorsa taşınmalıdır da. Ayvalık halkının, dili ile onun gerçek gündemi bu parlamento’ya taşınabilirse, böyle yapılırsa, Ayvalık Kent parlamentosu’nun, gündemine, iç işleyişine, bileşimine ve sorunlarının çözümüne büyük katkı yapılmış olur. Ayvalık Kent Parlamento’su, Ayvalık ölçeğinde bu gün için (her şeye rağmen) “büyük” ölçekli iş yapılacak zemindir. Bu zemin korunup güçlendirilmelidir.
Kent Parlamentosu’nda yapılacak ilk iş ise, Acilen bir tüzük değişikliğine gitmektir. Temel iki değişiklik önerim de şudur: (Mahallelerden seçimle gelecek delege sayısı artırılmalı ve Parlamento’nun oy birliği ile aldığı kararlar, Ayvalık Belediye Meclisinin gündemine alınmalıdır.)
8 Ekim 2006 İsmail Özkan