Türkçe



PDF indir

 

 



SINIF PARTİSİNİN GEREKSİZLİĞİ ÜZERİNE

İzlenme 3173


İşçi sınıfının devrimci mücadelesinde öncü güç, onun sınıf partisidir. Ancak post-Marksistler için kapitalist sömürü biçim değiştirmiş olmalı ki, sınıf mücadelesi ve sonuç olarak sınıf partisi de gerekliliğini yitirmekte ve Leninist parti anlayışı yerine farklı bir yapıya bırakmaktadır

Bu nedenle genel stratejinin gerektirdiği parti anlayışına karşı çıkılmaktadır. Oysaki; Böyle bir partinin varlığı çok sert sınıf mücadelesi koşullarında yürütülen sosyalizmin kurulabilmesi için de gereklidir ve bu nedenle de demokratik merkeziyetçi ve çok disiplinli bir örgüt yapısına sahip olma zorunluluğu vardır
Ancak artık bu koşulların ortadan kalkmış olduğunu ileri sürenler Leninist ilkelerle örgütlenmiş böyle bir partiye gerek olmadığını sık sık vurguluyorlar
Sınıf mücadelesinin zor koşullarda yürütüldüğü dönemlere has parti gereğinin ortadan kalkışı, kapitalist sistemin ulaştığı düzeyle açıklanıyor. Modern ilişkiler ağı içinde olan demokratik toplumda öyle sınıf mücadelesi gibi çağdışı kalmış yöntemler geçerliliğini yitirmiş olduğundan burjuva demokrasisinin insanlara sağladığı çağdaş ve özgürlükçü ortam koşullarında mücadele biçiminin de yumuşaması gerektiği savunuluyor. Leninist parti oluşturulsa bile bu partinin kuracağı sosyalizmin özgürlükçü bir sosyalizme yol açmayacağı iddia ediliyor
Ama Sovyetler Birliği’ndeki bugünkü duruma, KP’nin Leninist Parti olma özelliğini kaybetmesinden dolayı geldiğini bir türlü kabullenmek istemiyorlar
sınıf mücadelesinin içinde bulunduğu koşullar kapitalizmin gelişimi içinde, onun ilk ya da son dönemlerine ilişkin tarihi bir sürece dayalı olarak belirlenmez. Sınıf mücadelesinin zorluğu, her iki sınıfın güç dengesine bağlı olarak belirlenmesidir. Bu da sınıf mücadelesinin ulaştığı düzey ile yakından ilişkilidir
Sınıf mücadelesinin, tam tersine, kapitalizmin son dönemlerinde, başka bir deyişle içinde bulunduğumuz koşullar altında çok çetin ve keskin çizgilerde geçmesi daha olasıdır
Sınıf mücadelesinin koşulları kesinlikle işçi sınıfı tarafından belirlenmez. Mücadelenin düzeyi kapitalist sınıfın karşı koyabilme gücüyle orantılıdır ve bu karşı koyuşun niteliği sınıf mücadelesinin yapısını belirler
Sınıf mücadelesi ne denli sert ya da yumuşak olursa olsun işçi sınıfı bunu zorunlu olarak kabul etmek zorundadır. Ama büyük bir olasılıkla, kendisi için hayati olacak bu mücadelede kapitalistler hiçbir zaman yumuşak olmayacaktır. Günümüze dek kapitalist ülkelerdeki sınıf mücadeleleri bunu somut olarak göstermiştir
İşte bu mücadelenin sürdürülebilmesi için disiplinli ve demokratik merkeziyetçi bir partinin varlığı bir zorunluluktur
Şimdiye kadar Türkiye’de kurulan sosyalist partilerin istisnasız tümünde parti yöneticilerinin ülke gündemini belirlemek için yeni alternatif projeler üretip bunları yaşama geçirememeleri ve bu yüzden kitlelerle ilişki kuramamaları; toplumun nabzını tutarak onu esaslı bir şekilde değerlendirememeleri; parti üyelerinin siyasal bilinç düzeylerinin yükselmesinden çekindikleri için onları geliştirici bir ortam yaratmamaları gibi nedenlerle aşırı merkeziyetçi bir yapı oluşmuştur. Parti içinde yaşanan tıkanıklıklar, parti yapısının bütünlüğünün korunması adınamerkeziyetçiliğin şuursuzca yürütülmesine ve daha da sıkılaştırılmasına yol açtı
Partinin aşırı merkeziyetçi yapısı, yöneticilerin ne pahasına olursa olsun yönetimde kalmaları için bir araç durumuna getirildi. Bunun da adını Leninist Parti örgütlenmesi koydular ve üyelere de dikte ettiler. Yeni dönemde de bu eski uygulamanın getirdiği tepkiler demokrasi adına “parti olmayan parti” anlayışını da beraberinde getirdi ama yeni kurulan parti de aynı nedenlerle aşırı merkeziyetçi bir yapıdan kurtulamadı“Her şey yerellikten gelsin” şiarına rağmen
Leninist Parti örgütlenmesinde parti üyeliğinin vazgeçilmez bir koşulu da üyelerin bir parti organında görev almaları zorunluluğu ile biçimlenmiştir. Bu koşul, parti üyeliğini bilinçli bir seçim ve dünya görüşü olarak ortaya koymakta ve parti üyelerinin parti eylem ve çalışmalarına tam katılımını sağlayarak siyasi bilinç düzeylerinin her geçen gün yükselmesine olanak tanımak anlamına geldiği unutulmamalıdır
Şüphesiz bu durum bir yaşam tarzı seçimi anlamına geldiği gibi Leninist Parti anlayışında bilinçli bir partizan tavır anlamına da gelir. Her parti üyesinin en az parti üst kademeleri kadar dünya ve Türkiye hakkında siyasi yorum yapma ve eylem tarzı hakkında bilgi sahibi olması gerekir ki alınan kararlarda söz ve karar sahibi olabilsin
Bu nitelikler parti içi merkeziyetçi yapının aynı zamanda demokratik olma niteliğinin de bir garantisi anlamını taşır. Merkeziyetçi yapı, partiyi bir bütün haline getirir, onu sınıf mücadelesinde yekvücut bir öncü yapar. Ancak merkezci yapının sürdürülebilmesi için aynı zamanda demokrat olması gerekir
Parti içinde tüm birim ve kademeleri kapsayan eleştiri ve özeleştiri esastır. Ama eleştirilerin partiyi olumlu yönde etkileyebilmesi için üyelerin bilgi ve deneyimlerinin her geçen gün gelişmesine olanak tanımak gerekir ki parti içi demokrasi rayına oturabilsin. Aksi halde eleştiri için eleştiri, her kafadan ayrı çıkan bir ses partiyi anarşiye sürükler ve parti parti olmaktan çıkar
Ayrıca alt kademelerde çalışmayan ve sorumluluk almayan parti üyelerinin üst kademelerde bulunması son derece sakıncalıdır. Her üyenin, yeteneği ve çalışması ile hak ettiği yerde bulunması partiyi parti yapan en önemli etkendir
Geçmişte dünyada ve özellikle Türkiye’de bu niteliklerin yazıda ve sözde yer almasına karşın hiç uygulanmaması, parti içinde grup diktatörlüklerine yol açmış ve partilerin çıkmazlara girmesine neden olmuştur
Bütün bu sayılanlar, tek tek parti üyelerinin geleceklerini parti ve onun davasına adamaları anlamına gelmektedirBoş vakitlerini değerlendirmek için partiye üye olanlarla kapitalizme karşı mücadele vermek olanaksızdır
Elbetteki, çok geniş tabanlı, her türlü düşünceyi içinde barındırması istenen popüler bir parti özlemine yukarıda niteliklerini saydığımız tarzda bir parti üyeliği yakıştırılamazdı ve nitekim post-marksistlerin önerdiği biçimiyle Leninist Parti anlayışının tam tersi olan “parti olmayan parti” önerisi kaçınılmazdı
Parti olmayan parti formülasyonu yapıldıktan sonra şüphesiz böyle bir önderlik sorunu ortadan kalkmış olacaktır. Önderlik kavramı yerini rehberliğe (yol göstericiliğe) bırakılacaktır. Rehberliğin nasıl gerçekleşeceği şimdilik açıklıkla belirtilmiyorsa da kelimenin arkasına saklanılarak herkesin kendi görüşüne göre anlaması için açık kapı bırakılmaktadır
Öncü olmayan, olsa da olmasa da olur niteliğindeki bir parti içinde görev ve sorumluluk anlayışı doğallıkla olmayacak, kimse yaptıklarından hesap verme durumunda kalmayacaktır
Bu daha önce de belirtildiği gibi, göstermelik ve popülist, herkesin gönlüne göre ve içinden geldiği gibi bir siyaset ve parti anlayışıdır. Böyle bir tutum, geniş kitleleri kendine çekmeye yönelik bir aranışın sonucudur
Aynı zamanda günümüzde burjuva ideologlarının kapitalist sömürü biçimlerini gizlemede başarı ile uyguladıkları “çoğulcu ve çok sesli” nitelemelerinden bir hayli etkilenmiş olduklarının bir göstergesidir bu anlayışlar.

Bookmark and Share

 

 A. Hamdi Dinler 

( Nihayet Post- Marksistler Türkiye’de) sayfa (80) 
Bilim Yayınları 1. Baskı 1998 

 


21/11/2024 Bugün1015 ziyaret var  Sitede 9 Kişi var  IP:3.139.72.152