(uykulu gözlerle döndüm rüyamdan sana laleler aldım . Çiçek pazarından
….koklayıp birbirimizi çöpe atmadan…
Şarkı sözlerinde olduğu gibi AKP’nin başımıza bela edilmesinde önemlice katkısı olan Avrupa emperyalizmini alkışlamayacağız elbette ama Avrupa ile flörtün bittiğini ve AKP hükümeti ve rejiminin bir çözülme ve tükenişe doğru gittiğini başka verilerden hareketle de kaydedebiliriz.
Türkiye de bugün yaşanılanlar daha önce yaşanmış mıdır? Yoksa siyasal tarihimizde ilk kez mi yaşanıyor? Benzer süreçler başka ülkelerde de yaşanmış mıdır? Türkiye’nin faşizmleri bağlamında bu konuyu ele almak bizi ilginç ve bize özgü siyasal tespitlere götürebilir. Sosyal mücadeleler tarihine yeni bir katkı olarak ele alınabilir.
14 yıllık AKP iktidarının başlangıcında çoğu ekonomistimizin de kabul ettiği gibi, göreceli olarak sağlam bir kamu maliyesi ve bankacılık sistemi üzerinde yükselen AKP, merkez sağın ve düzen partilerinin siyasal alternatif olmaktan çıkmasıyla, sunulan dış desteklerle iktidarını sürdürdü. Zamanında, etkili ve yetkili iken Bülent Arınç’ın dediği gibi ( güzel Allah yağdırdıkça yağdırdı). Satılan K.İ.T. ler ve kamu bankaları, kaynağı belirsiz sıcak para ve özel sektörün kullandığı dış krediler.
Ama gelin bakın ki bunca olumlu şartlara, muhalefetsizliğe rağmen ekonomik düzeyde (ihracat yapan),(döviz kazanan)bir ekonomik yapı kuramadılar. Böyle bir başarısızlık ne yapar? İçe döner. Öylede yapıyorlar. Şimdi ( inşaat ya Resulallah ) diyerek dağı taşı betonlaştırıyorlar. İnşaat demek, mafyalaşmak demektir. Mezarlıkların dışında yeşil alan bırakmadılar. İnşaat sektörü ile durumu kurtarmak ve çözülmeyi geciktirmeye çalışıyorlar. İstanbul başta olmak üzere kentler arsa rantları üzerinden paylaşılıyor. Bu arada doğal yapı ve tarihsel miras yok ediliyor. Tarihçi İlber Ortaylı Sultantepe de oturduğunu. Tarihi yarımadaya baktığında orada adama benzeyen çirkin bir yapı gördüğünü anlatıyor. Gerçekten de o güzelim tarihi esirlerin arasında o çirkin kuleyi görmek zorunda kalıyorsunuz. Bu bir tükeniş değil de nedir?
Diğer bir tükeniş ve içe dönüş göstergesi ise, Ailelerin borçlandırılması ve ağır bir borç yükü. İnanılmaz ve aldatmacalarla dolu ev, otomobil kredileri, kredi kartları ile aileler kazançlarının çok üzerinde borç yükü altına sokuldular. Anneanne, babaanne kredisi de bu sorunu çözemeyecektir. Ekonomiye ‘can suyu’ vermek, esnaf kredileri vs. gibi önlemlerin yeterli olamayacağı görülüyor. Son olarak son kamu kaynaklarında rehin edildi(yeni düyun-u- umumiye).AKP’nin elinde artık birçok bakımdan kırılgan bir yapı var.
Dışarıya sahte bir kabadayılık, ’içeriye’ sopa ve yandaş medyanın iğrenç saldırılarıyla AKP tahkimat yapmaya çalışıyor. İsrail’e dönük kabadayılığa ABD’den azar gelince el altından ilişki geliştireceksin. Rusya ya babalanıp, sonra özür üzerine özür dileyeceksin. Batı ya, Avrupa ya(darbeye karşı çıkmadınız),(terörü destekliyorsunuz), (İslami fobi),(Hitler hortladı) gibi söylemlerle atarlanırken içeride de ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir dil kullanacaksınız. Dünya RTE ye, AKP ye karşı çıkıyor yemeğe çalışıyorlar algısı yaratmaya çalışacaksın. AKP’nin bu dili ve üslubu daha çok kullanacağını referandum yaklaştıkça göreceğiz. Bu dile eşlik edecek mağdur edebiyatı;(mağdur edilen muhafazakar ve inançlı, dindar insan örnekleri, Dolmabahçe düzmecesinde olduğu gibi)
Bütün olumsuzlukların faturasını ( Avrupa ya), (üst akıl a), (FETÖ’ye)(darbeye) yıkacaklar, icabında cumhuriyete, Mustafa Kemal’e sahip çıkıyor imajı verecekler. AKP ve RTE için asıl olan iktidarı kaybetmemektir. Bunun için savaş çıkarmak ve iç savaş dahil her şeyi göze aldıkları ve buna dönük hazırlık yaptıkları çok açık. Peki işe yarayacak mı? Göreceğiz ve geçit vermeyeceğiz.
Yaşanılan sürecin AKP’nin kitle desteğini daraltacağını düşünüyorum. Dışarıda yaşanan itibarsızlık ve güvensizlik. İçte işsizlik, düşen gelirler ve refah düzeyi. Buna sokaktaki insanlar elbette tepki verecek. Biz hazır mıyız? Hoşnutsuzluğu siyasal iktidara düzeni değiştirmeye yönlendirebilecek miyiz? Görünen o ki, 16 Nisan öncesinde ve sonrasında ortalık ısınacak. 2017 yaz dönemi Tarihe AKP ve RTE’nin yenilgisi olarak geçecek. Stadyumlarda atılan sloganlar bunun işaret fişekleridir.
Vural Mağdenli