Türkçe



PDF indir

 

 



Peki sen ne yapmak istiyorsun

1650 kez bakılmış
20 Mayıs 2016
22:03

Yeni Türkiye’de fiili olarak yaşanmasına müsaade edilmeyen kazanılmış haklar yasal düzenleme, yeni anayasa gibi kılıflarla yazılı olarak da yok edilmeye çalışılıyor. Gerçekten anlayamadığım bir şey var. Siyasiler ve sermaye bunu bilinçli, gayet aklı başında olarak yapıyor. Türkiye’de oluşturulmak istenen yeni sistem günbegün önümüze sunuluyor. Fakat bu hukuksuzluğun, ahlaksızlığın, hırsızlığın, bu kabul edilemez saçmalıkların peşinden giden kalabalıklar bunu nasıl sindiriyor? Allah aşkına vicdanınızı nerede bıraktınız? Hadi aklınızı bir puta teslim ettiniz, ruhunuzu ne karşılığında sattınız? Ruhu, aklı ve en önemlisi vicdanı olmayan insan olur mu? Olmaz. Bu yüzden korkarım ki insanlıktan çıkmışsınız.

 

İnsan olan bir yavruya kıyamaz en çok, sevdiğine kıyamaz, yârine kıyamaz, anasına kıyamaz. Siz ne ana, ne yar, ne çocuk bıraktınız. Ananızın dizinden tahrik oldunuz, kadınları emrinizde köle bellediniz, çocuklarınızın ırzına geçtiniz. Kim kaldı bedenine ve haklarına tecavüz etmediğiniz?

Bütün toplumsal değerler ve kazanılan haklar yerle yeksan ediliyor. Laiklik tartışmalarının yerini boşanma komisyonunun raporu aldı. Rezilliğe yetişmek mümkün değil, o derece…

 

Bu kadar aklı esir, vicdanı sürgün insanın aynı ülke sınırlarına doğmuş olması matematiksel olarak olasılıklar dâhilinde mi acaba? Yahu bu adamları geçtik diyelim ki, geçmeyelim de hadi geçtik. Siz kadınlar nasıl ve ne uğruna onaylıyorsunuz bu sistemi? Nereden bakarsanız bakın size karşı olan, sizi köleleştirmeye, yok saymaya yönelik bu girişimlerin nasıl arkasında durursunuz? Zaten az buçuk edinilmiş hakları nasıl bir çırpıda teslim edebilirsiniz?

Komisyon raporuna bakın;

Evlen ama çok geç kalma hatta çocuk yaşta olursa daha makbul. Çocuk doğur mümkünse üçle-beşle. Eşinden sevgi ilgi görmeyi bir tarafa bırak dayak yemiyorsan şükret, tabi ne adamlar var otur oturduğun yerde, şikâyet etme. Dayak da yiyorsan kol kırılır yen içinde kalır, sakın ses etme. Hele hele boşanmaya hiç yeltenme. Çünkü esas olan sen değilsin, aile kurumunun devamlılığıdır.

Boşanmaya kalkarsan, önce arabulucular veya dinen ve ahlaken konunun uzmanı (!) olan imam hatipli aile danışmanların seni ikna etmek için olacakları anlatırlar. Şöyle ki;

Boşandığın eşinden taciz ve şiddet görebilirsin ve hatta öldürülebilirsin. Bu normaldir adam haklı. Zaten biliyorsun çok da ağır cezaları yok, o kurtarır sen öldüğünle kalırsın.

 

Sonra nafakan süre olarak sınırlı, adam ömrü billâh sana bakacak değil. Çünkü çok haşmetli devlet büyüklerimiz kadın olarak boşanınca çalışman ve ekonomiye katılmanı uygun görüyorlar. Sakın yanlış anlama evliyken çalışman pek uygun karşılanmaz.

Mal paylaşımı, miras hakları falan hiç sorma, bence boşanma. Zaten boşanmış kadına iyi gözle bakılmaz bizim memlekette biliyorsun. En iyisi boşanma.

Bu kadarla da bitmedi. Diyelim kaderim dedirtildin oturdun, bu sefer çocukların tehlikede. Erkek veya kız çocuk olması fark etmiyor şu sıralar milli sapıklarımız için ama velev ki kızın var. Geldi on beş yaşlarına, dikkat et, iyi koru sakla. Artık tecavüzcüsüyle evlendirilebilecek. Kızına, canına bu pisliği yapan adam damadın olacak. İyisi mi riske girme hemen evlendir. Senin döngüne o da katılsın.

 

Hoşunuza gitmedi değil mi? Benim de bir anne ve bir kadın olarak yüreğim daralıyor. Ben artık kendi kızım için, senin kızın için, bizim çocuklarımız için boğazım yırtılana kadar bağırmak ve hatta canım pahasına bunlara dur demek istiyorum. Bu yaşadıklarımızı içine sindiremeyen sessiz insan sen ne yapmak istiyorsun?

Bookmark and Share
 

 

Gökçe Özkan